Sıkılan Çocuk

Geçenlerde çocuklarıyla ilgili önemli sorunlar yaşadıklarını söyleyen bir anne-baba yanıma geldi.

“Merhaba, hoş geldiniz… Size nasıl yardımcı olabilirim?” diye başladım söze…

“Ayyy Mehtap Hanım… Bizim büyük bir sorunumuz var… lütfen yardım edin??”

“Tabii ki… Elimden ne gelirse yaparım…”

Anne başladı anlatmaya. Kısaca özetledi dersem daha doğru olur.

“Kızımız 5 yaşında… Her gece ve her sabah sürekli yanımıza geliyor. ‘Ben sıkıldım’ diye bir bahane uydurmuş, onu yatağımızdan uzaklaştıramıyoruz.”

Büyük bir dikkatle dinlediğimi biliyorlardı. Hemen devreye girdim:

“Eee… Ne var bunda? Ben de 33 yaşındayım ve hala her sabah annemlerin yanına gidip yatıyorum. Sorun nedir?”

“Biz hemen kendimize annesinin yanında yatmayan bir uzman bulalım…!” diye bırakıp kaçtılar 🙂

Şaka şaka… kimse bir yere gitmedi. Bunu şimdi uydurdum. Yani bırakıp kaçma meselesini.

Her sabah annemin yanına yattığım doğru 🙂 (Çok keyifli… herkese tavsiye ediyorum…)

Aile çok şaşırdı. Bir şeyin problem olması için, ona problemli bir noktadan bakmamız gerekir.

Sabahları çocuğumuzun yanımıza gelmesinin sorun olduğunu düşünüyorsak… haklıyız… sorundur…

Peki böyle bir şeyi sorun etmek haklı gerekçelere dayanır mı?

Bence hayır…

Böyle bir durumu birçok anne ve babanın yaşadığını biliyorum.

İsterseniz size “anne canım sıkıldı” diyen çocukların psikolojilerinden bahsedeyim.

Sıkıntı kavramı aslında bizim psikolojik tedavilerde zorlandığımız bir tanımlama. Elle tutulmayan, gözle görülmeyen, bir türlü tanımlanamayan bir yanı var.

Nesnesi belli olmadığı için, yani sıkıntının ana kaynağının ne olduğu tam olarak bilinemediği için, ötekine aktarılması da zordur.

Yetişkinlerdeki sıkıntı sürecine karşın, çocukta sıkıntının nesnesi daha belirgindir. Herhangi bir şeye aktarmada güçlük yaşanmaz. Çünkü çocuk zaten nesneye, daha doğrusu ilk nesneye yönelir. Annesine…

Bizler bilinçaltı süreçleriyle uğraşan uzmanlar çok iyi biliyoruz ki, davranışlarımızı, seçimlerimizi, kişiliğimizi borçlu olduğumuz ilk nesnemiz annemize, sıkıntılarımızı da borçluyuz.

Çünkü çocuk “Anne canım sıkılıyor”, “canım sıkıldı” derken, can sıkıntısını gidermesini istediği ötekine, yani ilk nesnesine aktarma yapıyor. Ve doğal olarak da yardım bekliyor.

Yardım beklenen anne, çocuğunu geçiştirdiğinde, ona yeterince yardım edemediğinde çocukta sıkıntı başlıyor.

Özellikle 6 yaş öncesi dönemlerde, çocuk annesiyle göz göze/diz dize yaşamaktan hoşlanır. Annesinin ilgisini kaybettiğini hissettiği her an zorlanır. Annesinin kendi tekelinde olduğunu düşünür. Bu tekeli kaybettiğinde en caydırıcı silahlarını kullanmaya başlar.

“Canım sıkıldı…”

“Çişim geldi…”

“Susadım…”

İstekleri hiç bitmez. Özellikle annesi başkalarıyla ilgileniyorsa istekler artar. Komşularla sohbet ederken annesine fırsat vermez.

Babasıyla önemli bir meseleyi konuşurken, sürekli canı sıkılır.

Bu gibi durumlarda anneler genelde çocuğu bir faaliyete yönlendirir.

“…git oyuncaklarınla oyna…”

“…tv de çizgi film var, onu seyret…”

“…sokağa çık oyna…” vs. gibi

İyi de sorun burada zaten!

Yani çocuk tüm bunların varlığından haberdardır ve bunlara rağmen sıkılmıştır.

Anneden böyle şeyler duyunca da öfke devreye girer. Ve sıkıntısını geçirmek için daha farklı yöntemlerle eyleme geçer.

Ağlar, sinirlenir, hırçınlaşır, yanınıza yatmak ister, kendi bedenine yönelir. Yani bedeniyle tatmin olma yolları seçer (ki biz buna mastürbasyon diyoruz)…

Çocuk aslında “annemin sadece bana baktığı, benim de sadece anneme baktığım bir hayatımız olsun” isteğini hayata geçirmeye çalışıyordur.

O nedenle sıkılır…

Kendisiyle anladığı biçimde ilgilenilmediğini hissettiğinde sıkılır…

Annesiyle arasına başkalarının girmesinden endişelenince sıkılır…

Bu gibi durumlarda çocuğumuzla birlikte harekete geçmemizi sağlayacak çözümler üretmeliyiz.

Sabahları yanınıza yatmasını alışkanlık edinmesini istemiyorsanız:

“aaa…. Ben de kahvaltı hazırlayacaktım… hadi birlikte yapalım… tatlı oğlum bana yardım etsin…”

“oooo… demek sıkıldın… dur ben seni kovalayıp yakalayayım… şööööyyyle güzelce bir mıncıklayayım da gör bakalım sıkıntı kalacak mı?” gibi şirin anne tavırları geliştirin.

Sizinle birlikte olduğu duygusu sıkıntılarını azaltacaktır.

Anlatılanlardan anlaşılacağı üzere, kendiniz de işin içine girerek çözüm üretmenize rağmen, bir çocuk “sıkıldım” diyorsa, mutlaka iyi bir terapiste götürülerek, sıkıntının yerine konabilecek doğru nesnenin seçimi konusunda yardım alınmalıdır…

Neyse fazla uzatmadan bitireyim… yoksa canınız sıkılır 🙂

Bu arada merak edenler için hatırlatma yapayım mı?

Benimkinin sıkıntıyla falan bir ilgisi yok… Sabah keyfi… 🙂

Mehtap Kayaoğlu

En son Haberler